LAMBA
Beyaz mendiller vardı havada
Çalgili gemiler balkonlarda açık saçık
Bir kız vardı yok gibi öyle güzel
Ne yerde ne gökte belki tuzda
Acısında ekmeğin dilim dilim buğusunda
Kendine göre evlerin damı çatanasi
Bacaların şakırtısında akşam akşam
Saksılar sedirler tahtaların güvercini
Otursa kısa çoraplarini çekse dilenmese
Beş çocuk anası el
Eciş bücüş maydanoz bahçeleri
Düğümlü balıkları bekleyişin
Uzun etme iki gözüm biraz da bize uğra
Bu lambanın karpuzu benim işte
Benim işte bu testi
Benim işte bu soysuz sevdaların musluğu
MERHABA
Bütün bayraklarimi çektim gönderlere,
Kanimin sicak rengine boyadim kenti.
Taslar dösedim öfkelere giden yola,
Elimin tersiyle düzledim kuleleri.
Sevgiyi dörde böldüm, dogu, bati, kuzey
Güney, siçraman için bir uçtan bir uca,
Ilk çekirgem kilidime göre anahtar.
Bahar günesi gibi taze, tomurcuklu,
Dalimda sevincimi tasiyan umutlar.
Ayri bir aydinlik aydinligin içinde,
Bosanin musluklarim, yagin yagmurlarim
Eskinin, karanligin, korkunun üstüne
Dagdan ovaya inen sellere merhaba
Ben ortada duruyorum, günler, geceler,
Sokaklar, evler akiyor iki yanimdan.
Sivriyim, paslanmaz demirden ve gökten.
Topaç gibi çeviriyorum mevsimleri.
Bir fiskede devirdim sildim yalnizligi,
Kendi sütümle büyüyorum ölmezlige
|